Klinik ortamında yapılan diş beyazlarla işleminde ışık kaynağı kullanımına geçilmeden önce beyazlatma jeli denilen bir madde dişlere uygulanır. Diş beyazlarla jellerinin yapısında ana etken madde olarak % 35 civarında hidrojen peroksit bulunur. Bunun dışında farklı etken maddeler de vardır. Diş beyazlatma işleminde önce hastanın dişlerinde diş taşı ve tartar temizliği yapılır. Ardından beyazlatma jeli teker teker bütün dişlere sürülür. Belirlenen ışık kaynağı belirlenen süre boyunca dişlere uygulanır. Bu esnada diş beyazlatma jeli aktive olur, diş minesine nüfuz etmeye başlar. Hidrojen peroksit yıkılarak oksijen ile peridroksil içermeyen radikallere ayrılmış maddeler açığa çıkmaya başlar. Bu radikaller doymamış çift bağlara tutunma ya da renkli molekül bağlarının açılmasını sağlama yoluyla diş beyazlatma işlemini gerçekleştirir.
Işık kaynağı kullanılarak yapılan diş beyazlatma yönteminde, beyazlatma jeli mavi ışık (UV-lamba) ya da yeşil ışık (KTP lazeri) kullanılarak aktive edilir. Bu metodu diğer metotlardan ayıran özellik kullanılan şık kaynağının da ayrıca diş beyazlatıcı etkiye sahip olmasıdır. Bu sayede dişler üzerinde daha derin bir beyazlatma etkisi sağlanır. UV ışık kullanımı esnasında dudaklar, dil, diş etleri gibi çevre dokuların muhtemel yanık yaralanmalarına karşı çok iyi korunması gerekir. KTP lazeri kullanımı esnasında ise yanık yaralanması riski bulunmaz. Ancak bu kez de diş etlerinin beyazlama jelinin sızıntılarına karşı korunması önemlidir. KTP lazeri ile yapılan diş beyazlatma işlemleri sonucunda diş minesi üzerinde herhangi bir yan etki oluşmaz. Diş beyazlatma işleminden sonra yapılan floroid uygulaması ile diş mineleri güçlendirilerek diş çürümeleri önlenir.
Diş Beyazlatma Jeli Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Sigara kullanan, dişlerde renklenmelere neden olabilecek yiyecekleri ve içecekleri sıklıkla tüketen, gün içerisinde diş bakımına özen göstermeyen kişilerin dişlerinde zaman içerisinde sararma ve leke oluşumu görülmesi son derece doğal kabul edilir.
Diş macunları düzenli olarak kullanılsa dahi her zaman dişlerin temizlenmesi ve beyaz görünüme sahip olması için yeterli gelmez. Bu nedenle diş beyazlatma jeli gibi diş beyazlatma ürünlerinin kullanımına sıklıkla ihtiyaç duyulur.
Diş beyazlatma jellerinin içerisinde hidrojen peroksit gibi ağartıcı maddeler yoğun konsantrasyonda olur. Diş beyazlatma jelleri dişlere farklı aparatlarla uygulanır ve genelde durulanma ihtiyacı bulunmaz.
Diş beyazlatma jellerinin farklı ürün formları olup hepsinin içerisinde dişlerin ağartılması için aktif bileşenler bulunur. Diş beyazlatma amacıyla diş beyazlatma bantları oldukça yaygın bir kullanıma sahiptir. Bu ürünler aynı zamanda diş beyazlatıcı macunlarla desteklenebilir.
Diş beyazlatıcı kitler, diş üzerine uygulanan jelin tam olarak etki edebilmesi için ağız ebatına uygun kalıplar kullanılarak uygulanır. Kalıpla korunan jelin dişte genellikle en az 30 dakika kalması gerekir.
Diş beyazlatıcı fırçalar, diş boyası adı altında da erişilebilen ürünlerdendir. Bu yöntemde dişler fırçalamadan sonra boya benzeri bir etkisi olan jel malzemelerle kaplanır. Ve malzeme bir süre çıkmadan boya gibi lekelerin örtülmesini sağlar.
Diş beyazlatma kalemleri, görünümleri nedeniyle bu ismi alırlar. Seyahat anında kullanım için tasarlanmış olan bu ürünler aslında ucunda fırça olan tüplerdeki jellerdir.
Beyazlatıcı şeritler, ev tipi diş beyazlatma jeli formlarından en sık tercih edilenlerdir. Esnek, plastik bir şerit üzerinde hidrojen peroksit ya da karbamid peroksit jeli bulunur.
Diş beyazlatma jellerinin çoğunda aynı aktif madde vardır. Bazıları daha hızlı etki gösteriyor olsa da çalışma prensipleri temel olarak aynıdır. Beyazlatma jelleri dişin yalnızca en dış tabakasına yani diş minesine uygulanır. Sağlık açısından bir zararı olmadığı tescillenmiş ve içerisindeki beyazlatıcı ajanlar dişlere zarar vermeyecek özellikte olan diş beyazlatma jelleri dişlere zarar vermez ancak herhangi bir denetime tabi olmayan ve sağlık açısından bir zararı olup olmadığı bilinmeyen diş beyazlatma jellerinin ve tozların kullanılması dişlerin zarar görmesine neden olabilir. Bu tür diş beyazlatma jelleri dişlerde nekroza neden olabilir. Dişlerin koruma tabakasını aşan beyazlatıcı ajanlar, dişin öz tabakasına ilerlerse dişi nekroz eder, nekroz olan yani canlılığını yitiren diş renk değiştirir ve ağızda enfeksiyon oluşumuna neden olabilir. Diğer yandan yumuşak dokulara da zarar verilebilir. Diş hekimleri diş beyazlatma işlemleri esnasında herhangi bir zarar oluşmaması için ağız içi yumuşak dokular koruma altına alırlar. Böylece beyazlatma esnasında diş eti, dudak, yanak gibi alanlar yanık oluşumuna karşı korunmuş olur.
Ağız içi, damarlanma açısından son derece zengin bir bölgedir. Ağız içerisine uygulanan bir alerjen çok kısa bir süre içerisinde vücuda yayılabilir. Bazı durumlarda hasar çok sonra ortaya çıkabildiği için başlangıçta zararsız olduğu kanısı oluşabilir. Oysa alerji çok ciddi bir durumdur ve diş beyazlatma çok ciddi klinik prosedürler gerektiren bir işlem olma özelliğindedir. Dişlerin kalıcı hasar görmesinin engellenebilmesi için diş beyazlatma yöntemleri uygulanmadan önce mutlaka diş hekiminin görüşü alınması, doktor önerisi olmadan hiçbir diş beyazlatma yöntemi uygulanmamalıdır. Bu öneriler dikkate alınmadığı takdirde basit bir diş beyazlatma işleminin dişlerde kalıcı hasara neden olması gibi istenmeyen sorunlarla karşı karşıya kalınabilir.