Pek çok kişi düzenli diş fırçaladığı ve diş bakımını eksiksiz yaptığı takdirde dişlerinin beyazlığını ve parlaklığını koruyacağını düşünse de durum aslında hiç de böyle değildir. Genetik ve beslenme alışkanlıkların bağlı bazı etkenler dişlerin beyazlığının ve parlaklığının korunması konusunda bir engel haline gelebilmektedir.
Diş beyazlatma sağlıklı dişlere sahip olan hemen herkese uygulanabilen ve dişlerin istenilen beyazlığa ulaşmasını sağlayan en etkili yöntem olarak ön plana çıkmaktadır. Diş beyazlatma yönteminin uygulanabilmesi için öncelikle diş hekiminin kişi özelinde onay vermesi ve uygulanacak yöntemi belirlemesi gerekmektedir. Diş hekimleri beyazlatma işlemine başlamadan önce dişlerin kavuşacağı beyazlığı gösterirler ve hastadan onay alırlar.
Diş beyazlatma işlemi sırasında farklı yöntemler kullanılabilmektedir. Uygulama sırasında kullanılan ve diş beyazlatma özelliğine sahip olan diş beyazlatma jelleri tedavi sırasında herhangi bir şekilde diş etlerine temas ettirilmemelidir. Diş beyazlatma jeli ışık kaynağı ile daha aktif bir hale getirilmekte ve bu sayede beyazlatma süreci desteklenerek daha kısa sürede daha etkili sonuçlar alınması sağlanmaktadır. Diş beyazlatma uygulamasından sonra beslenme alışkanlıklarına ilişkin olarak dikkat edilmesi gereken noktalar hakkında hasta mutlaka bilgilendirilmelidir.
Diş Beyazlatma Ne Kadar Sürer?
Diş beyazlatma diş sağlığı ve estetik görünümü açısından oldukça önemlidir. Diş hekimlerinin sıklıkla uyguladığı prosedürlerden biri olan diş beyazlatma doğru uygulandığı sürece dişlere herhangi bir zarar vermesi söz konusu değildir. Dişlerin doğal yapısını ve dokusunu korur. Diş beyazlatma süresi ve fiyatları kullanılacak olan yönteme, malzemelere ve hastanın diş yapısına göre değişiklik göstermektedir.
Dişler ofis tipi diş beyazlatma yöntemi ile beyazlatılacaksa diş yapısına göre 1-3 seanslık bir uygulama ihtiyacı oluşabilir. Ofis tipi diş beyazlatma uygulamasının ardından ev tipi diş beyazlatma uygulaması ile desteklenmesi elde edilen beyazlığın pekiştirilmesini sağlar.
Her Diş Beyazlar mı?
Dişlerinin renginden memnun olmayan kişiler beyazlatıcı özelliğe sahip ürünleri kullanmayı ya da diş beyazlatma uygulamaları için diş hekimlerine başvurmayı tercih ederler. Bu noktada diş hekiminin değerlendirmesi diş beyazlatma yöntemlerinin uygulanıp uygulanamayacağının eğer uygulanacaksa hangi yöntemin tercih edileceğinin belirlenmesi aşamasında çok önemlidir.
Yapılan değerlendirme sonucunda dişlerdeki renk değişimlerinin neden kaynaklandığı ve hastanın beklentisi değerlendirilir. Diş beyazlatma işlemi ile elde edilecek olan gerçekçi sonuç hasta ile paylaşılır. Ağız içerisinde eski kaplama, dolgu gibi tedavilerin bulunması durumunda ya da ileri yaşlarda bembeyaz dişler elde edilmesi olası değildir.
Diş Beyazlatma Kimlere Uygulanmaz?
Diş beyazlatma bu işlemin zarar verme olasılığı olan diğer bir deyişle diş kökleri açığa çıkmış, diş eti problemi olan, ciddi diş hassasiyeti ve yaygın diş çürükleri bulunan, ön bölge dişlerinde beyazlatmaya cevap vermeyip sonrasında renk farklılığı oluşturacak dolgu gibi restorasyonları olan, diş minesi çok şeffaf olduğundan sonuca ulaşılamayacak kişilere, hamilelere ve 18 yaşından küçüklere uygulanamaz. Ayrıca tedaviden sonraki özellikler ilk hafta boyunca çay, kahve, sigara ve renklendirici özellikli gıdaların tüketimine ara vermeyecek kişilere diş beyazlatma yönteminin uygulanması olası değildir.
Diş Beyazlatma Sonrası Dişlerdeki Hassasiyet Ne Zaman Geçer?
Genellikle ofis tipi diş beyazlatma uygulamasından sonraki ilk 24 saat boyunca dişlerde hassasiyet görülmesi normal olarak kabul edilir. Bu çok ağrılı bir durum olmayıp sıcak ve soğuk gıdalara karşı hassasiyet şeklinde gelişir. Çoğunlukla kendiliğinden düzelse de bazı durumlarda hassasiyet giderici jel ya da diş macunu kullanılması önerilebilir.
Diş Beyazlatma Nasıl Olur?
Diş beyazlatma kozmetik bir işlem olup son zamanlarda büyük talep görmektedir. Mine tabakası dişin en sert, mineralden zengin ve alt tabakalarını koruyucu kılıf işlevi gören kısmıdır. Sinir hücreleri olmayan bu tabaka kalsiyum açısından çok zengindir. Dişlerdeki sararma mine tabakasında görüldüğünden dolayı beyazlatılan tabaka da mine tabakası olmaktadır.
Dişlerdeki sararmalar ekstrensek (dışsal) ve intrensek (içsel) renklenmelerden kaynaklanır. Dışsal renklenmeler çoğunlukla kötü ya da yetersiz diş bakımından, kromotojenik yani renk değişimine neden olan yiyecek ve içeceklerin çok tüketilmesinden, tütün ve tütün ürünlerinin kullanımından kaynaklanır. Bu lekeler genellikle diş minesi üzerinde ince bir film tabakası olarak görülmektedir. Genelde şekerle aminoasitlerin reaksiyonu sonucunda diş sararmasına neden olan maddeler diş minesi üzerinde birikmektedir.
Tükürüğün yapısındaki proteinler de kalsiyum köprüleri aracılığıyla yapışıp plaklar oluşturmaktadır. Renk değişikliğinin ilk aşamalarında diş macunları ile fırçalama işlemi yeterli olabilir. Ancak zamanla birikme devam ettikçe ve fırçalanmayla temizlenmeyen lekeler daha koyu bir renk aldıkça dişin rengi koyulaşmaya ve sararma kalıcı olmaya başlar.
İçsel renklenmeler ise yaşlanmaya, çok fazla florürlü su tüketimine, dişlerde kalsifikasyonu engelleyici tetrasiklin gibi ilaç kullanımına bağlı olarak oluşmaktadır. İçsel renklenmelerin diş fırçalama ile giderilmesi mümkün değildir. Bu lekelerde mine ve dentin tabakasına etki edebilen diş beyazlatıcı ajanlar kullanılarak kromojen maddelerin oksitlenmesi ve dişin beyazlatılması hedeflenmektedir. Diş beyazlatma işlemine en hızlı yanıt veren leke çeşitleri yaşlanmaya, genetik etkenlere, sigara ve kahve tüketimine bağlı olarak ortaya çıkanlardır.